انسان شناسی و فزهنگ
انسان شناسی، علمی ترین رشته علوم انسانی و انسانی ترین رشته در علوم است.

فیلم «مرد فیل‌نما» از نگاه جامعه‌شناختی گافمن

توضیح و چکیده فارسی: مقالات ترکی استانبولی فعلا و تا زمان فعال شدن صفحه زبان ترکی، به‌طور موقت در اینجا منتشر می‌شود. اما پس از راه‌اندازی صفحه یادشده، به آنجا منتقل خواهد شد.

فیلم «مرد فیل‌نما» از نگاه جامعه‌شناختی گافمن: فیلم مرد فیل‌نما یکی از نمونه‌های بارز برای تئوری داغ ننگ گافمن است. داغ ننگ از جامعه به جامعه و یا از موقعیت به موقعیت قابل تغییر است و بنابر گفته‌ی گافمن، این مفهوم بیشتر از آنکه مربوط به ساختار جامعه باشد، مستقیماً با شخص و دیدگاه او در ارتباط است. فیلم مرد فیل‌نما به عبارتی تلاش یک انسان داغ ننگ خورده برای اثبات انسان بودنش است. برای نمونه، در یکی از صحنه‌های پایانی فیلم، جان مریک که در یک محیط شلوغ مورد اذیت قرار می‌گیرد، فریادزنان می‌گوید: «من فیل نیستم. من یک حیوان نیستم. من انسانم؛ انسان». در چهارچوب این مفهوم، تعاریفی که از نرمال بودن و آنرمال بودن می‌شود، در واقع مشخص می‌سازد که چه کسی داغ ننگ خورده است.

دانشجوی کارشناسی جامعه‌شناسی دانشگاه ییلدریم بیازیت آنکارا

 

Yönetmenliğini David Lynch’in yGoffman Sosyolojisinin Perspektifinden : Elephant Man

Murat Karadağ

Yönetmenliğini David Lynch’in yaptığı, ۱۹۸۰ yapımı Elephant Man filmini, beden sosyolojisi ve özellikle Erving Goffman’ın damga analizi üzerinden okuyabilmek mümkündür. Filmin konusu böyle bir okumaya oldukça müsaittir. Baş roldeki John Merrick isimli karakter doğuştan bedensel deformasyona sahip bir kişidir ve film onun bu deformasyonundan da kaynaklanan sıradışı deneyimlerini konu edinmektedir.

Goffman sosyolojisi, etkileşimi merkeze koymaktadır. Bu bakımdan toplumsal olguları araştırırken aktöre önemli bir yer vermektedir. Damga kavramı da ona göre toplumsal temasın gerçekleştiği yerde önem kazanır. Yani damgalı birey, evinde otururken sahip olduğu damga, sosyolojik bir önem içermez. Etkileşimden doğduğu için de, damganın sabit/donuk bir kavram olduğunu söyleyemeyiz. Damga toplumdan topluma, durumdan duruma değişen, farklı içerimler kazanan bir kavramdır. İşte bu yüzden Goffman, hepimizin damgalı olma potansiyelini sürekli olarak taşıdığımızı söylemektedir. Elephant Man filminin ana karakteri John Merrick de sürekli olarak diğer insanlarla etkileşim halinde olmak durumundadır ve bu onun için damgasını daha da belirgin kılmakta, damgasının ortaya çıkardığı dezavantajlı durumları daha fazla yaşamasına sebep olmaktadır.

Damgalı olmak veya olmamak bir “itibar” meselesidir. Eğer kişiyi toplumda itibarsızlaştıran bir özelliği varsa, o kişi bir damgaya sahiptir diyebiliriz. Kültür-doğa, insan-hayvan gibi Kartezyen ikilemleri düşündüğümüzde Goffmann’ın damgalı bireyi bu ikiliklerden hiçbirine mensup olamayan bireydir. O, ne insandır, ne de hayvandır. Ne bizdendir (“normallerden”), ne de değildir. Damgalı kişiye damgalı olma özellliğini veren de bu yönüdür.

Goffman’a göre insanlar sosyal etkileşimlere hazırlıklıdırlar. Önceden hazırlanmış “talepler” oluşturarak toplumsal etkileşimlerdeki değerlendirmelerini bu taleplerine göre yaparlar. Bu taleplerle uyumlu kimliklere “varsayılan toplumsal kimlik”, bu varsayılan kimlikten bağımsız ve etkileşimde karşı tarafta yer alan gerçek kimlik ise “fiili toplumsal kimliktir”. İşte damgayı doğuran, varsayılan toplumsal kimlik ile fiili toplumsal kimliğin uyuşmaması durumudur. John Merrick’i damgalı yapan da budur. John, insanların “normal” olarak tanımladığı ve görmeyi beklediği insan profiline uymadığı için damgalıdır. Çünkü Merrick’in standartların üstünde büyüklüğe sahip bir başı, eğri bir omurgası ve yine aşırı büyük bir sağ kolu vardır. John Merrick, Goffman’ın üç temel damgalı tipinden bedensel/fiziksel engeller veya şekil bozuklukları kategorisine girmektedir. Diğer iki damga türü ise karakteristik özellikler ve mensubu olunan sosyal topluluklarla ilgilidir.

John Merrick, bir sirkin “Freaks” (Ucubeler) bölümünde sergilenmekte ve bir gösteri için kullanılmaktadır, karanlık ve temiz olmayan bir yerde barındırılmakta ve sirk sahibi tarafından sürekli olarak kendisine şiddet uygulanmaktadır. Goffman’ın damgalı kişilerle ilgili açıklamalarının oldukça uç bir noktası ile John Merrick örneğinde karşılaşmaktayız. Çünkü Merrick bir insan olarak görülmemektedir. Bunda modern güzellik algısına uyumlu olmayışı da rol oynamaktadır. Modern güzellikte, ya da normallikte, oran oldukça önemli bir faktördür. Merrick’in bedeni ise toplum tarafından beklenen oranlara oldukça uzaktır. O modern ya da medeni bedenden daha çok “hayvani” bedene yakın olarak görüldüğü için, farklı bir toplumsal yaklaşımla karşı karşıyadır. Film boyunca çoğu insanın korktuğu, çekindiği ya da alay ettiği kişidir.

Kişilerin sahip oldukları damgalar, Goffman’ın “karma temaslar” adını verdiği sosyal etkileşim alanlarında ön plana çıkar. Yani “normal” insanlarla karşılaşma durumlarında damga önem kazanır. Böyle durumlar bireylerin kararlarında oldukça önemlidir. Bu yüzden itibarsızlaştırılabilir veya itibarsızlaştırılmış kişiler böyle temas anlarında damgaları sebebiyle utandırıcı veya onur kırıcı durumlarla karşılaşmamak adına bazı stratejiler geliştirirler. Bunların en başında damgalı bireylerin temastan kaçınması söz konusudur. John Merrick’in de film boyunca defalarca bu etkileşim anlarına tereddütle yaklaştığını görmekteyiz. Merrick uzun süre kimseyle iletişime geçmemiştir. Diğer insanlar da (özellikle filmdeki kadın karakterler ve hemşireler) genellikle Merrick’le etkileşime girmekten kaçınmaktadır. Bunda Merrick’in görünüşünden korkmaları bir yana, nasıl davranacaklarını bilmemeleri de etkilidir. Goffman’a göre bu kaçınmaların ve diğer stratejilerin nedeni etkileşim anında ortaya çıkacak gerilimi yönetmek veya bu gerilime engel olmaktır.

Bazı “normaller” etkileşimden kaçınırken, bazı “normaller” ise bu konuda daha rahattır. Bu kişiler ise genellikle alay ederek veya şiddet uygulayarak damgalı kişinin sosyal etkileşim konusundaki cesaretini daha çok kırmaktadırlar. John Merrick kaldığı hastanenin güvenlik görevlisinin alay etmesi ve geceleri diğer insanlarla gelip kendisiyle eğlenmesinden etkilendiği için bir süre sonra akşam oluşundan bile korkmaya başlamıştır. Goffman’a göre kişilerin kendileri hakkındaki duygusal tutumları genellikle diğerleri gibi “normal” bir insan oldukları yönündedir. Ancak diğerlerinin kendilerine karşı sürekli dışlayıcı ve alaycı tutumu damgalının kendi “kusurlarına” dikkat kesilmesine sebep olur, bu da utanmayı ve geri çekilmeyi kolaylaştırır. Merrick’in yaşadığı durum buna iyi bir örnektir.

Damgalı bireylere genellikle negatif etki eden tutumlar her zaman bizim farkında olduğumuz (alay etme, şiddet gibi) şeyler olmayabilir. Kişilerin kusurlarını genelleştirmemiz, yani örneğin görme engelli birine işitme engeli varmış gibi yaklaşmamız da bir tür sembolik şiddet olarak düşünülmelidir. Elephant Man’de Merrick’in bu gibi durumlarla defalarca karşılaştığını görmekteyiz. Örneğin, gazete haberinde Merrick’ten “okuma yazma biliyor, normalin üstünde zekaya sahip, sessiz, sakin ve kibar bir görünüm sergiliyor.” gibi ifadelerle söz edilmesi bunlardan biridir. Bir başka sahnede John Merrick hastanenin karşısındaki katedralin bir maketini yapmaktadır ve kendisiyle ilgilenen hemşire maketi gördüğünde “Bu çok güzel. Bütün pencereler ve kemerler doğru.”sözleriyle sevinçle ve şaşkınlıkla karşılar. John, yalnızca fiziksel deformasyona sahiptir ancak örneklerde görüldüğü gibi bu “kusuru” özellikle zihinsel yetisine yansıtılarak genelleştirilmektedir. Ayrıca damgalı birey için en sıradan işler bile artık sıradan değildir. Genellikle normallerin gözünde her basit iş damgalılar için başarılması gereken büyük işlerdir. John’un hemşiresinin yukarıdaki sözleri bu bakımdan da değerlendirilebilir. Bu gibi ifadeler damgalı bireylerin yaşamlarını farkında olunmasa da zorlaştırmaktadır.

Filmde dikkat çeken bir başka detay, John Merrick ikinci kez sirke kapatıldığında, kaçmasına yardım eden kişilerin diğer damgalılar (sirkte çalışan cüceler ve diğerleri) olmasıdır. Goffman bu kişileri “halden anlayan ötekiler” olarak tanımlamaktadır. Bu kişiler benzer damgalara sahip oldukları için damgalı bireyi bir “insan” olarak kabul ederler ve onun “halinden anlarlar”. En zor anında Merrick’e damgalı başka kişiler yardım etmiştir. Goffman, damgalıların kendi içlerinde örgütlenmesinden ve dayanışmasından Damga adlı eserinde uzun uzadıya söz etmiştir.

Elephant Man, damgalı bir insanın, bir bakıma “insan olma” mücadelesini anlatmaktadır. John Merrick, film boyunca aynalardan korkmakta ve kaçmaktadır. Kabuslarında kendisini aynalarda bir fil olarak görmektedir. Kendisini aynada gördüğü tek anda ise korkarak çığlık atmıştır. Kendisinin diğer insanlar gibi olduğunu düşünen damgalı kişi, bir aynayla karşılaştığında ya da kamusal alana çıktığında kendisinden nefret etmek için sebepler bulmaya başlamaktadır. Filmin sonlarına doğru bir sahnede, kalabalık insanların tacizine maruz kalan John Merrick onlara “Ben bir fil değilim, ben bir hayvan değilim, ben bir insanım, insanım!” diyerek haykırmaktadır. Final sahnesinde ise Merrick bedeninin biçimi yüzünden daha önce yapamadığı bir şeyi, “normal insanlar gibi” uyumayı denemektedir, ve bu sırada katedral maketini bitirmeyi de başarmıştır. Böylesi bir final, kazanılan bir “insan olma” mücadelesini çağrıştırmaktadır.

Goffman’a göre damgalı olmak yapısal bir konumdan ziyade bir bakış açısını ifade etmektedir. Söz konusu dönemin ve toplumsal koşulların ürettiği kategorilere göre John Merrick’e bir damgalı olarak bakılmaktadır. Eğer toplumsal koşullar daha farklı olsaydı Merrick damgalı olmayabilirdi. Bedensel deformasyonun neden olduğu itibarsızlaştırılma sürecini, John Merrick’in bedeni üzerinden Elephant Man filminde görebilmekteyiz. Goffman’ın analizinde yer verdiği damgalı kişilerin ve “normallerin” karma temaslar anına yönelik stratejilerini de yine bu filmde çok fazla bulmak mümkündür.

 

* Murat Karadağ: Sosyoloji öğrencisi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi:

murat-karadag@outlook.com